bugün
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı22
- türklerin çok kolay devlet kurması11
- bir müslüman olarak filistin benim meselem değil25
- üstteki yazarla nereye gitmek isterdin8
- ruh varsa neden görünmüyor9
- türklerden adam çıkmaması9
- türklerin ingilizce konuşamama nedenleri25
- mesajın altlarda kalmış kusura bakma diyen kadın10
- karadeniz bölgesinde yaşamak13
- sözlükteki erkek nüfusu8
- filistin'in türklere ihanetleri sıralı tam liste23
- arkadaşlar bu alınır mı8
- bir gün önce tanışılan kızın yazlığa davet etmesi8
- buluşunca sürekli derslerden konuşan erkek8
- bu başlıkta konya'yı övüyoruz16
- yemek yemeyi sevmeyen insan8
- ileride evleneceğiniz kişi şuan ne yapıyor9
- anın görüntüsü17
- nişanlı kalmanın saçma olması12
- icardi190513
- akp chp yakınlaşması12
- tayyip erdoğan'ın israil anadolu'ya girecek demesi21
- beni özlediniz mi8
- okula bikiniyle gelen kız8
- kahverengi gözlü olmanın hiç bir işe yaramaması16
- 15 mayıs 2024 türkiye japonya voleybol maçı13
- karşı cinse giyim önerileri16
- iyi bir insan olmak için ne yapmam lazım20
- maca sekiz13
- en obez özelliğiniz17
- mauro icardi'nin karısı8
- larisalisa'nın parayla şukulatması8
- namuslu erkek bulmanın çok zor olması16
- herkesin merak ettiği o piç erkeğim soru alayım18
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi12
- sütyen takmaktaki inanılmaz mantık hatası19
- şampiyonluk için yanak okşatmak52
- gençler iş beğenmiyor8
- sevdiğiniz sözlük yazarları16
- kızılcık şerbeti dizisi12
- iki adım atınca kan ter içinde kalmak8
- embesil yazarlar8
- en nefret edilen yazarlar8
- hangi sözlük yazarı ile uyumak isterdin14
- kaç yaşındaki insan evde kalmıştır14
- larisalisa15
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri16
- aç karnına poğaça yemek11
- otoyol ve köprü geçiş ücretlerinin zamlanması19
- jose mourinho28
entry'ler (134)
motor düşmanı anne ortalıkta yokken:
zeytinyagli yaprak sarma: baba şu chopper işi diyorum nolucak diyorum?
aniden beliren anne: çapır mı o ne noluyor ne istiyorsun?
zeytinyagli yaprak sarma: baba.. ayşe tatile çıksın..
zeytinyagli yaprak sarma: baba şu chopper işi diyorum nolucak diyorum?
aniden beliren anne: çapır mı o ne noluyor ne istiyorsun?
zeytinyagli yaprak sarma: baba.. ayşe tatile çıksın..
telefonla konuştuktan sonra:
-[bla bla bla bik bil bik] işte çocukluk arkadaşım ölmüş onu haber veriyordu.
+hangi çocukluk arkadaşın? kim ölmüş?
-kalp krizi ya
+anne?!?
-kalp krizi geçirmiş yani
+anne kim?
-[bla bla bla bik bil bik] işte çocukluk arkadaşım ölmüş onu haber veriyordu.
+hangi çocukluk arkadaşın? kim ölmüş?
-kalp krizi ya
+anne?!?
-kalp krizi geçirmiş yani
+anne kim?
izlerken kahkaha attığım yegane dizidir*
kendinizi fazla kaptırdıgınız takdirde dilinizi etkileyebilmektedir.
(bkz: bir hitap şekli olarak babuş)
(bkz: bir hitap şekli olarak muhtar)
(bkz: su vereydi iyiydi)*
(bkz: he ya)
kendinizi fazla kaptırdıgınız takdirde dilinizi etkileyebilmektedir.
(bkz: bir hitap şekli olarak babuş)
(bkz: bir hitap şekli olarak muhtar)
(bkz: su vereydi iyiydi)*
(bkz: he ya)
(bkz: üsküdara giderken)
11. sınıftaki sınıf arkadaşım umay aydın.
şiir de şu:
konuştuğun her erkekten bir haftada caydın
bir ayda otuz üç erkek ismi saydın
onların hepsini ne yapacakdın*
söyle bize umay aydın
şiir de şu:
konuştuğun her erkekten bir haftada caydın
bir ayda otuz üç erkek ismi saydın
onların hepsini ne yapacakdın*
söyle bize umay aydın
matematik öğretmenini sözlü tacizinden dolayı şikayet etmek için okul müdürünün odasına gidildiğinde "şimdi dizi izliyorum sonra bakarız" diye geri gönderilmek.
"haluk bilginer'le bir şansım olabilir mi acaba.." diye düşünmeme sebep olan sevgilidir.
çağrı merkezi çalışanları*
(bkz: ukulele)
(bkz: melodika)
(bkz: mızıka)
(bkz: taze sıkılmış meyve suyu)
(bkz: hamak)
(bkz: hırka)
(bkz: sonbahar)
(bkz: maria puder)
(bkz: battaniye)
(bkz: melodika)
(bkz: mızıka)
(bkz: taze sıkılmış meyve suyu)
(bkz: hamak)
(bkz: hırka)
(bkz: sonbahar)
(bkz: maria puder)
(bkz: battaniye)
şöyle şeylerin gerçekleştiği festival:
kurbanın pek güzel coşturması,
athenanın vokalinin yalnızca vipleri ıslatması?
skunk anansie öncesi az ıslanayım da serinleyeyim skin'i de önden dinlerim diye önlere ilerlediğimde nerden geldiğini anlamadığım çılgınlar çılgını bir su kaynağı tarafından tepeden tırnağa yıkanmam ve gözlerimi açıp etrafımda genişçe bir halka oluşturmuş bana gülerek bakan insanları görmem, konser esnasında da aramıza atlayan skin kişisinin omzuma basmaya çalışmasıyla aey emen ben istemem başkasının omzuna bas diye geri çekilmem*** ama en nihayetinde kadın kendini üstümüze bıraktığında pek çok insanın altında kalmam,
motörhead sahneden indiği esnada önümdeki "abiler"in "bundan sonra da limp bizkit dinlenir miymiş baa hadi gidelim" diyip beni hayretlere düşürerek en öne geçmeme sebep olmaları..
buraya kadar tamam. burdan sonrasını sadece fred durst'a yazıyorum.
----- özel -----
sevgili fred
limp bizkit sahnedeyken: varlığından sıkıldığım, festival alanında adeta beleş dağıtılıyormuş hissiyatı yaratan kovboy şapkasını *içimi darlamasın diye yaslandığım demirlerin üzerinden sarkıtmış kendi halimde konserinizi dinliyordum.
ani bir kararla aramıza inme eylemine giriştin. önce bir sola gidip iki üç kendini ellettikten sonra sağa, yani benim bulunduğum tarafa doğru geldin..
"ulan" dedim "herkes elliyor, ben de iki elleyim de sonra fred durst'ı da ellemedim demem" düşüncesiyle tam önümden geçerken ellerimi uzattım.. yani tamam sen şurda profesyonel adamsın o göz temasını anlarım ama ben o kadar yakın bir ilişkimiz olcağını düşünmemiştim. sadece kollarını elleyeyim mıncıklayım demiştim.
o davranışımın anlamı "hadi gel, yaslandığım demirlere çık, boynuma astığım şapkamın ipine bas ki bacagından 5cm'den fazla uzaklaşamayayım, hareket özgürlüğümü* kısıtla, önden güvenlik görevlileri arkadan hayranların bana girsin ve sen oldugun yerde şarkı söyle." demek değildi.. gel gör ki gözlerim tam olarak bunu demiş.
ama o soldaki* en kocaman güvenlik görevlisinin suratımı senin bacağından ayırmak için kafamı yukarı doğru kaldırmasıyla karşılaştığım manzara.. fred.. gerçekten unutamayacağım bir anı armağan ettin bana. kamyon farı görmüş sincap ifadem ve kocaman gözlerimle kafamı yavaşça eğdim, soluma dönüp "ağğbi adam iç çamaşırı giymemiş yağğ" diye böğürdüm. "ne? hayır? zeytinyagli.. bunu kimseye anlatmıyoruz? tamam mı?" cevabını aldıktan sonra sağımda "elime dokundueeaah ehaaağa elim benim elimee dokeaanduğuu eheağa" diye carlayan kıza "az önce kafam şortuna girdi. adamın çükünü gördüm. çamaşır giymiyormuş da." dedim ve bir daha kızın sesini duymadım. tamam, o kızın konserin geri kalanı boyunca tek kelime etmemesi güzeldi. ama bebişim hem bol şort giyiyorsun hem iç çamaşırı giymiyorsun..
ayrıca hadi ben şapkanı istemedim sen neden vermiyorsun? ha bir de adeta şapkanın altında yaşlandıgını gizliyormuşsun maşallahın var**
neyse bu arada canlı olarak dinlemesi en keyifli olan şarkı da jump around'dı. hayır yani o da zaten house of pain'in şarkısı. şarkı esnasında yaptırdığın bıdıya gelince aynı şeyi bir süre önce ülkemizde lamb of god'ın vokali dinleyicisine yaptırtmayı denediğinde pek bir mikine takan olmamıştı ama sen..
son olarak aşırı memnuniyetsizmiş gibi görünüyorum dimi. halbuki çılgınlar gibi eğlendim. çükünü gördüğümü de herkese anlatıyorum artık kusura bakmayacaksın.
bak bunu saymıyorum yine beklerim. öpüyorum canısı.
zeytinyagli yaprak sarma
----- özel -----*
kurbanın pek güzel coşturması,
athenanın vokalinin yalnızca vipleri ıslatması?
skunk anansie öncesi az ıslanayım da serinleyeyim skin'i de önden dinlerim diye önlere ilerlediğimde nerden geldiğini anlamadığım çılgınlar çılgını bir su kaynağı tarafından tepeden tırnağa yıkanmam ve gözlerimi açıp etrafımda genişçe bir halka oluşturmuş bana gülerek bakan insanları görmem, konser esnasında da aramıza atlayan skin kişisinin omzuma basmaya çalışmasıyla aey emen ben istemem başkasının omzuna bas diye geri çekilmem*** ama en nihayetinde kadın kendini üstümüze bıraktığında pek çok insanın altında kalmam,
motörhead sahneden indiği esnada önümdeki "abiler"in "bundan sonra da limp bizkit dinlenir miymiş baa hadi gidelim" diyip beni hayretlere düşürerek en öne geçmeme sebep olmaları..
buraya kadar tamam. burdan sonrasını sadece fred durst'a yazıyorum.
----- özel -----
sevgili fred
limp bizkit sahnedeyken: varlığından sıkıldığım, festival alanında adeta beleş dağıtılıyormuş hissiyatı yaratan kovboy şapkasını *içimi darlamasın diye yaslandığım demirlerin üzerinden sarkıtmış kendi halimde konserinizi dinliyordum.
ani bir kararla aramıza inme eylemine giriştin. önce bir sola gidip iki üç kendini ellettikten sonra sağa, yani benim bulunduğum tarafa doğru geldin..
"ulan" dedim "herkes elliyor, ben de iki elleyim de sonra fred durst'ı da ellemedim demem" düşüncesiyle tam önümden geçerken ellerimi uzattım.. yani tamam sen şurda profesyonel adamsın o göz temasını anlarım ama ben o kadar yakın bir ilişkimiz olcağını düşünmemiştim. sadece kollarını elleyeyim mıncıklayım demiştim.
o davranışımın anlamı "hadi gel, yaslandığım demirlere çık, boynuma astığım şapkamın ipine bas ki bacagından 5cm'den fazla uzaklaşamayayım, hareket özgürlüğümü* kısıtla, önden güvenlik görevlileri arkadan hayranların bana girsin ve sen oldugun yerde şarkı söyle." demek değildi.. gel gör ki gözlerim tam olarak bunu demiş.
ama o soldaki* en kocaman güvenlik görevlisinin suratımı senin bacağından ayırmak için kafamı yukarı doğru kaldırmasıyla karşılaştığım manzara.. fred.. gerçekten unutamayacağım bir anı armağan ettin bana. kamyon farı görmüş sincap ifadem ve kocaman gözlerimle kafamı yavaşça eğdim, soluma dönüp "ağğbi adam iç çamaşırı giymemiş yağğ" diye böğürdüm. "ne? hayır? zeytinyagli.. bunu kimseye anlatmıyoruz? tamam mı?" cevabını aldıktan sonra sağımda "elime dokundueeaah ehaaağa elim benim elimee dokeaanduğuu eheağa" diye carlayan kıza "az önce kafam şortuna girdi. adamın çükünü gördüm. çamaşır giymiyormuş da." dedim ve bir daha kızın sesini duymadım. tamam, o kızın konserin geri kalanı boyunca tek kelime etmemesi güzeldi. ama bebişim hem bol şort giyiyorsun hem iç çamaşırı giymiyorsun..
ayrıca hadi ben şapkanı istemedim sen neden vermiyorsun? ha bir de adeta şapkanın altında yaşlandıgını gizliyormuşsun maşallahın var**
neyse bu arada canlı olarak dinlemesi en keyifli olan şarkı da jump around'dı. hayır yani o da zaten house of pain'in şarkısı. şarkı esnasında yaptırdığın bıdıya gelince aynı şeyi bir süre önce ülkemizde lamb of god'ın vokali dinleyicisine yaptırtmayı denediğinde pek bir mikine takan olmamıştı ama sen..
son olarak aşırı memnuniyetsizmiş gibi görünüyorum dimi. halbuki çılgınlar gibi eğlendim. çükünü gördüğümü de herkese anlatıyorum artık kusura bakmayacaksın.
bak bunu saymıyorum yine beklerim. öpüyorum canısı.
zeytinyagli yaprak sarma
----- özel -----*
yaya dişinin önünden aracıyla geçerken egzozdan abuk subuk sesler çıkardığı an ya da karşıdan karşıya geçen dişi kişinin önüne direksiyonu kırdığı an olmadığına emin olduğum bir andır.
kanlı canlı yaşayan bir türk kopyasını bulduğum* enfes insandır.
nickini görüp güldüğüm yazar.
tekelde çalışan uzun saçlı çocuk.
hani 31.07.11 tarihinde saçını iki yandan toplamış, turuncu saçlı, sırtında keman taşıyan bir kız gelip de ice tea şeftali istemişti ya..
sen de ona gülümsedin hınzır!
neyse işte o kız çok sakar olduğu için kendi almamıştı ice teasini.
hani çıkmadan önce de bilekliğini takmasına yardım etmeni istemişti.. işte amaç ice tea şeftali falan değildi anlıyor musun?
ama asıl olay o da değil.
senelerdir gece yarısı olsun, sabahın körü olsun, sınır tanımadan sürekli ordan alışveriş yapmasının sebebi sensin.
"senelerdir mi?" diyecek olursan tabii tanımazsın çünki kız sürekli saç rengini ve modelini değiştiriyor.
seni ilk gördüğü anda da black sabbath çalıyormuş büfede, onu da unutmamış.
ha bir de unutmadan uzun saçlı erkekleri hiç sevmezmiş ama içten içte sana hasta oluyormuş. hatta en yakın arkadaşını "uu beybi parçayı görmelisin" diyerek seni görmeye gönderdiği bile olmuş.
şeklinde olabilecek bir itiraftır*
hani 31.07.11 tarihinde saçını iki yandan toplamış, turuncu saçlı, sırtında keman taşıyan bir kız gelip de ice tea şeftali istemişti ya..
sen de ona gülümsedin hınzır!
neyse işte o kız çok sakar olduğu için kendi almamıştı ice teasini.
hani çıkmadan önce de bilekliğini takmasına yardım etmeni istemişti.. işte amaç ice tea şeftali falan değildi anlıyor musun?
ama asıl olay o da değil.
senelerdir gece yarısı olsun, sabahın körü olsun, sınır tanımadan sürekli ordan alışveriş yapmasının sebebi sensin.
"senelerdir mi?" diyecek olursan tabii tanımazsın çünki kız sürekli saç rengini ve modelini değiştiriyor.
seni ilk gördüğü anda da black sabbath çalıyormuş büfede, onu da unutmamış.
ha bir de unutmadan uzun saçlı erkekleri hiç sevmezmiş ama içten içte sana hasta oluyormuş. hatta en yakın arkadaşını "uu beybi parçayı görmelisin" diyerek seni görmeye gönderdiği bile olmuş.
şeklinde olabilecek bir itiraftır*